Sayfalar

4 Temmuz 2011 Pazartesi

VİYANA... ÖLÜMÜN ÖTESİ...

Yılın bu mevsimi yine Viyana’dayız. Su Almanca yaz okulunda. Bense Starbucks’da bu yazıyı yazıyorum. Tıpkı bizim İstiklal Caddesi gibi bir yerdeyim. Meşhur Sacher Cafe’nin karşısında 1.Karnter Strasse burası. Cıvıl cıvıl, her milletten insan var. Her dil kulağınıza geliyor. Önce turladım buraları, sonra oturdum kitap okuyorum. Ne mi okuyorum? Şimdi okuduğum kitabı paylaşacağım sizinle. Aslında buraları tanıtacağım her gün size, sokak modasını anlatacağım, ne yenir, ne içilir göreceksiniz. Bu arada burası çok soğuktu şimdi biraz güneş açtı. Neyse artık kitabımdan bahsedeceğim size…

Yaklaşık iki ay önce çok sevdiğim amcam vefat etti. Teyzemin ölüm yıldönümüydü ve tanımadığım ama akrabamız genç bir kızı kaybettik. Ölümü irdelerken Emine bana bir kitap getirdi, lütfen oku dedi. Tüm ayrıntılarıyla ölümden sonraki yaşam, Ölümün Ötesi, Dolores Cannon. Orijinal adı Between Death and Life. Okudukça acayip keyif aldım kitaptan.
İlerlemek için ölüm gereklidir. Önemli olan yaşamın ne kadar kolay ya da zor geçtiği değil, o hayattan öğrenilen derstir. Her şey tutumda yatar. Yarattığınız şeyi yaşarsınız ve yaşadığınız şeyi de yaratırsınız. Sizden alınanı deneyimlemeden, size verileni anlayamazsınız.
Bu arada çok ortada bir masaya oturduğum için yanıma birileri oturup kalkıyor. Arap bir aile, Arap mısınız? Bize çok benziyorsunuz dedi. Bu kocaman gözlerle Dubai havaalanında da sevmişlerdi beni. Yok Türküm dedim, ooo ahbap olduk. Şimdi bir kuzeyli oturuyor karşımda konuşmuyoruz, sadece gülümsüyoruz birbirimize.
Kitaba dönersek; Dünyada bir şeyler yaşarken, bu ister olumlu ister olumsuz bir şey olsun, önemli olan sizin o deneyime karşı tutumunuz, onu kabul ediş biçiminizdir. Yenilgiler karşısında ne yaparsınız? Zaferleriniz karşısında ne yaparsınız? Durumlara ve sorunlara nasıl yaklaşırsınız? Başarısızlıklarınızı nasıl kabul edersiniz? Şefkatli ve merhametli misiniz? Yani, yaşamla ilgili tüm durumlar… Tüm bunlar sizin kim ve ne olduğunuzun toplamını oluştururlar. Ve kendini aldatma büyük sorundur (buraya özellikle bayıldım). İnsanlar yaşadıklarına dürüstçe bakamazlar. Onlar yaptıkları şeyler için mazeret uydurur ve tüm gerçeği yitirene dek kendilerini haklı çıkarıp gerçeği çarpıtırlar. Aslında karmamızı kirletmekten başka bir şey yapmıyoruz. Karma, olumlu ve olumsuz her şeyin geriye ödenmesi ve dengelenmesi gerektiğini bildiren evrensel denge ya da neden-sonuç yasasıdır.
Belli insanlarla aramızda halletmemiz gereken bir karma olabilir. Her şey insana geri döner. Bir değişim nedenini deneyimlemeden kendinizi değiştiremezsiniz. Eğer siz sorunları deneyimliyor, yaşıyorsanız, bu daha güçlü ve daha kişisel olur. Bu yaşamdan çıkardığımız dersler ve direncimiz bizi güçlü kılar. Olaylarla başa çıkma bizi geliştirir. Her durumda hoş görü bizi yüceltir. Şimdi babam demek istiyorum. Babam eve giren hırsıza bile her gün selam verip, nasılsın diyor. Bense öfke ile kafamı çeviriyorum. Bu dünyada öğrenmem gerekli ne çok şey var. Ana okulu öğrencisini bir üniversiteye götüremezsiniz tabii… Kendine iyi bak. Sevgi ve ışık içinde yüksel. Yaradan seni korusun, beyaz ışık seni kuşatsın ve sana mutluluk ve güven versin.
Siz, ölmüş biri için üzülüp ağladığınız her seferinde bu insanı dünyaya biraz daha bağlarsınız. Üzüntünün de yeri vardır, ama aşırı üzüntü ve ıstırap her iki taraf için de, kalan için de giden için de iyi değildir. Aslında, giden için üzülmeye gerek yoktur, çünkü gidenlerin çoğu bu alemde gördüğü şeylerden ötürü çok mutludur. Hastalık ve acı içinde ölenlerin karmaları temizleniyor cümlesi beni biraz olsun mutlandırdı.
Bir çırpıda okudum bitirdim kitabı. Daha fazlası için kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Seversiniz, sevmezsiniz, inanırsınız, inanmazsınız o size kalmış. Sokak iyice cıvıl cıvıl oldu. Saat burada 14.00, sizden bir saat geri. Saat 15.00 de Sushi’yi okuldan alacağım. Cadı dün ki sınavını çok iyi yaptığı için benden kitapçı Libro’ya gitme sözü aldı. Market yapıp, evimize gideceğiz.  Bugünlük bu kadar, yarın görüşmek üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder