Sayfalar

13 Temmuz 2011 Çarşamba

THE TREE OF LIFE

Künstlerhaus Kino'dayım!
                                   THE TREE OF LIFE
Heyecan dorukta, nefesler tutulmuş. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü açıklanıyor. Acaba kazanan kim? Derken büyük jüri, Robert DeNiro’dan bir ses yükseliyor: The Tree of Life. Terrence Malick bu filmle Altın Palmiye’ye layık görülüyor.

Film, 1950’lerin Amerika’sında Jack adlı bir çocuğun hayatı tanımasıyla ilgili diyebiliriz. Bir yanda doğduğundan beri ona hayatın iyi yönlerini gösteren annesi (Jessica Chanstain) bir yanda ise ailesine düşkün; ancak hayatı kendi katı kurallarıyla yöneten babası. (Brad Pitt) Üç erkek kardeşin en büyüğü olması da zorluklar arasındadır. Büyüdükçe kötü yanının ortaya çıkışına tanık olur.
Sean Penn
Bir telgraf, bir ölüm… Yıllar sonra 19 yaşındaki kardeşinin ölümünü öğrenmesi Jack’i hayatla ölüm arasında yıllar sürecek bir yolculuğa çıkarır. Artık ailesi eskisi gibi bir arada değildir.
“The Thin Red Line” filminin de yönetmeni Terrence Malick, yaşam ile ölümü farklı yollardan irdeliyor bu filminde. Başrollerde ise Brad Pitt (Fight Club/Dövüş Kulübü, Se7en), Jessica Chastain, Sean Penn (Milk, Dead Man Walking) yer alıyor. Bu performanslar içerisinde en çok Jessica Chastain’ı beğendiğimi söyleyebilirim, film boyunca hayran kaldım. Mimiklerini çok doğru kullanabilen bir oyuncu. Brad Pitt ve Sean Penn içinse söze gerek yok, hangi rol gelse oynayabilirler. Filmin genç oyuncularının da başarılı bir performans sergilediklerini görüyoruz.
Filmin bence en etkileyici yanlarından biri de soundtrackiydi. The King’s Speech’in de müziğini yapan Alexandre Desplat bu filme de imza atmış, çok da iyi olmuş bence. Bir insan fragmanı izlerken ağlamayı başarıyorsa amacına ulaşılmış demektir.  “Funeral March” en sevdiklerim arasında.
Filmde, aslında bir çocuğun hayatının özetini izliyor gibiyiz. Küçükken annesinin şevkati, büyüdüğünde babasının sert davranışları onun hayatının şekillenmesine yol açıyor. Kıskançlık  büyüdükçe incitebilecek noktaya geliyor. Aslında hepimiz dünyada birer ışığız; kimimizinki kolay söner, kimimiz sonsuza dek yanmaya devam eder. Bazıları zor şartlarda bile daima ışıldar, bazıları ise en ufak bir rüzgarda dahi söner.
Jack de kendini keşfetmeye çalışıyordu. Büyüdükçe içine yerleşen kötülükle mücadele etmeye çalışıyordu. Hayat neydi? Hayatın bir ağaç mıydı yoksa bir ışık mıydı? Belki her ikisi de. Aslında yaşamımızda o kadar kavga yaşıyoruz ki birden ne için yaşadığımızı unutuyoruz. Belki de Mr. O’Brien (Brad Pitt) unutuyordu, oğullarına yaşattıklarını görmüyordu sanki. Tek düşüncesi ailede otoriteyi sağlamaktı.
Filmin beni en etkileyen sahnelerinden biri de Mr. O’Brien’ın gittikten sonra Jack, kardeşleri ve annesinin evde eğlenmeleridir. Bu da hayatta otoritenin yanında eğlencenin de olması gerektiğini gösteriyor.
Aslında çocukken yaptıklarımız büyüdüğümüzde de bize acı ve pişmanlık verebiliyor. Çocukken kıskandığımız bir kişinin ölümüyle yıkılabiliyoruz. Jack de ancak büyüyünce anlayabiliyordu, babasını ve kardeşini ne kadar özlediğini. Başka bir evrende de buluşurlacaklar… Bir gün…
-Su Yılmaz-
                                   THE TREE OF LIFE

Everybody’s excited, breath quickly... Everyone asks one question to themselves: Palme D’or goes to which movie? Maybe to Melancholia or Once Upon a Time in Anatolia. Then great judge, Robert DeNiro reads aloud the winner: “The Tree of Life.” Terrence Malick, comes to take the Golden Palm.
Terrence Malick when he's receiving Palme D'or.

We can say that the movie’s about a young boy called Jack, who tries to understand the life in USA, 1950s. When his mom (Jessica Chastain) shows him the good sides of life, his father (Brad Pitt) –who wants to make everything allright in his family- makes his life harder. Becoming the eldest of three brothers is a hard thing,too. When he gets older, he witnesses the dark side of his life.
One telgram, one death… Hearing his 19 year old brother’s death, takes Jack to the journey-a journey between death and life.
Jessica Chastain
Terrence Malick (The Thin Red Line) considers the death in different ways in that movie. Starring Brad Pitt (Fight Club, Se7en), Jessica Chastain and Sean Penn (Milk, Death Men Walking) I can say with all my heart that i loved Jessica Chastain’s performance most, she was so amazing. I admired… She uses her mimics well. We don’t need to say anything about Brad Pitt and Sean Penn, they can become every character. Three young actors were also successfull.
The awesome thing about the movie is soundtrack made by Alexandre Desplat –The King’s Speech’s soundtrack was also made by him. The music –even when i watched the trailer- made me cry. “Funeral March” is in my favorites.
We can also say that we’re watching a summary of a young boy’s life. Kindness from his mom and the tough-acts from his dad makes his life flow. Jealousy sometimes hurts… Actually we’re the candles in the world, some of us fades easily, some of us still stays. Some of us even shines at the hard times, some of us fades even in a blow.
Jack was trying to explore himself. He was struggling with the dark side inside him, trying to defeat it. What was the life? Was it a tree or a light? Maybe both of them… Sometimes we argue with people so much that we forget what life’s worth living for. Perhaps Mr. O’Brien (Brad Pitt) forgets the meaning of the life, like don’t see the things he does to his sons. All he was thinking about was the discipline.
I was amazed by the scene that when Mr. O’Brien goes away from the house, Jack, his brothers and his mom chill at the house and have fun. It shows us that we also need fun with the discipline.
The things we did as a child sometimes makes us have pain and regret. We can be broken with the person we jealous. Jack understands how he misses his dad and brother when he gets older. They’ll meet in another parallel universe… One day…
-Sue Yilmaz-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder