Sayfalar

2 Ağustos 2011 Salı

SoHo, New York

SoHo
Manhattan, New York’un en sevdiğim mahallerinden biri SoHo. Hareketli, cıvıl cıvıl, farklı… Biz genelde birbirimizden görüp etkilenir, alırız. Burada kimse birbirinde gördüğünü almıyor, herkes farklıyı arıyor. İşte bu mantığına bayılıyorum bu semtin. Spor ayakkabısı satan bir erkek satış görevlisinde leopar desen çoraplara hayran kalıyorsunuz. Başka bir köşede gözlük satan yaşlı kadının özgünlüğü sizi etkiliyor. Anlayacağınız her köşe başı her yer tarz.

Ayakkabı denerken

SoHo( South Of Houston), Houston Street, Broadway, Canal Street ve Houston Irmağı ile sınırlı bir bölge. Kahverengi tuğlalı, dışardan yangın merdivenli tipik eski Amerikan binalarıyla dolu. Cafeler, sanat galerileri, mağazalar bol. Gez gez bitiremiyorsunuz. Sokak satıcıları şaheser. Bir köşede fotoğrafınızı çekip eskitilmiş yapan bir sanatçı( bayıldım), bir köşede farklı takılar, başka bir köşe de sanat ötesi cupcakeler. Butiklere girip, çıkmaktan başım dönüyor.

SoHo'da sokak satıcıları

Greenwich Village’ın ticarileştirilmesinden sonra kiraları ödeyemeyen sanatçılar, güneye, o zamanlar endüstriyel bir bölge olan SoHo’nun terk edilmiş tavan aralarına ve zemin katlarına taşınmışlar. Başarılı olanları evlerine mutfaklar, banyolar yaptırabilirken, diğerleri geniş alan ve ışık uğruna çıplak duvarlar ve zeminlerle yetinmişler. Okuduğum Patti Smith’in “Çoluk Çocuk” kitabı da böyle mekânlarda geçiyordu. Bugün popülaritesi arttığı için buraların kiraları çok yüksek. Gerçek sanatçılar ve gerçek milyonerler arasında savaş devam ediyor.
Broadway No.557’deki Scholastic Bookstore harika. Kızım kitaplara bakarken eşime böyle bir kitapçı açsam Türkiye’de nasıl güzel olur diyorum. Çocuklar için her şey düşünülmüş. Yaratıcılıkları gelişsin diye neler var neler…Biraz almak tatmin etmiyor, hepsini götürmek istiyorum. Gösteriler, kitap okuma saatleri hepsi çocuklar için. Böyle ortamlarda yetişmiş çocukların kitap okumayı sevmeleri tesadüf olamaz. Yaratıcı, hayal gücü geniş, birey ve mutlu çocuklar. İnsan kendine yetmeyi öğrenmeye başlarsa mutlu oluyor diyorum kızıma. Birilerine bağlı simbiyotik yaşam korkutucu. Titrinlerle yaşam mutsuzluk ve ego patlaması. Çıkarın tüm sıfatlarımızı ve o zaman ayaklarımızın üzerinde durabiliyorsak kocaman alkış. Çevremizi de böyle seçebiliyorsak işte budur. Hepsi boş asıl olan maneviyat. Maneviyat ve doygunluk çok çok okumayla, görgüyle kazanılıyor üzgünüm yani. Hayatta herkesin bir öğretisi ve öğrenmesi gerekenler var. Tabii öğrenmeye hevesiniz varsa.
Scholastic Bookstore

SoHo’da acıkınca ve yorulunca Boom (www.boomny.com) diye bir restaurantta (tamamen içgüdüsel bir seçimle) pizza, şarap molasındayız. Doğru seçim, duygularımız yanıltmamış bizi. Lezzet, müzik, ortam tam puan. Sloganları “Making food… Not war” Hafif çakır keyif yollardayız yine. Butikleri ve galerileri gezmeye devam.

Cupcake

New York Üniversitesi civarında yağmura yakalanıyoruz, sırılsıklam oluyoruz, kahkahalarla sığınıyoruz bir yerlere. Olsun ıslak ve mutluyuz. Kahve molası ve Baked by Melissa’nın cupcakelerinden yemek için bahane vakti, günün bu vakti.
Melissa'nın sevimli cupcakeleri




American Apparel dükkânın önü acayip kalabalık merak ediyorum. Rahmetli teyzemden öğrendiğim tişört boyama yapıyorlar. Tişört, iç çamaşırı, elbise ne isterseniz orda boyama yapıp, satın alıyorsunuz. Teknik değil ama uygulama ilgimi çekiyor.



American Apparel giysi boyama

Kızımın ve benim doğum günüm eylülde olduğu için ikimizin partileri için değişik değişik şeyler satın alıyorum. Kısaca kocaman keyifli bir gün geçiriyorum SoHo’da. Gitmeden tekrar gelmem gerek diye ayrılıyorum SoHo’dan…
SoHo

SoHo


1 yorum:

  1. çekimleriniz güzel şu kızda da amma güzel vücu var

    YanıtlaSil