Sayfalar

7 Eylül 2011 Çarşamba

KUZEY GÜNEY

                                          KUZEY GÜNEY
Su Yılmaz’dan…
Heyecanla televizyonu açıyorum, bildiğimiz gibi bugün Kuzey Güney dizisi başladı. Bir yıl aradan sonra tekrar dizilere dönen Kıvanç Tatlıtuğ başrolde olunca annem, izlemez mi? Ben de “abartılmış” olduğunu düşünüyordum, Behlül diye tepemize çıkartmayalım gibi düşünceler beynimde dolaşıyordu. Lakin yanılmışım… Dizi, müthiş bir jenerikle başlıyor, biraz Ezel’i anımsatıyor bana. Toygar Işıklı imzalı…

Dizinin özeti ise şu: Kuzey ile Güney birbirinin tam zıttı iki kardeşlerdir. Kuzey, çoğu zaman kendisine “yamuk” yapanlarla kavga eden, sokakta abilik taslayan bir gençtir. Güney ise üniversiteye girmeye hazırlanan başarılı biridir. İkisinin de ortak noktası mahallelerinde yaşayan Cemre’dir. İkisinin düşman olmasının da sebebidir belki de. Kuzey, bir adama arabayla çarptığı gerekçesiyle 4 yıl hapiste yatar. 4 yıl boyunca değişmiş; ancak hala aynı sertlikte kalmıştır.
Dizi böyle bir senaryoya sahip işte. Bana ilk öğrendiğimde ilginç gelmişti. Aslında biraz bilindik, iki kardeş aynı kıza aşık oluyor. Rekabet başlıyor gibisinden; fakat işin asıl önemi detaylarda bence.
Yönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin’in yaptığı dizinin senaristleri ise Melek Gençoğlu ve Ece Yörenç. Başrollerde ise Kıvanç Tatlıtuğ (Kuzey), Buğra Gülsoy (Güney), Öykü Karayel (Cemre), Bade İşçil (Banu), Rıza Kocaoğlu (Ali), Semra Dinçer (Handan Tekinoğlu), Mustafa Avkıran (Sami Tekinoğlu), Ünal Silver (Attila Sinaner), Onur Öztürk (Barış Hakmen) ve Zerrin Tekindor (Gülten Çayak) yer alıyor.
(Soldan sağa kadro) Bade İşçil, Kıvanç Tatlıtuğ, Öykü Karayel, Buğra Gülsoy

Şimdi yanıldığım konuya gelelim. Kıvanç Tatlıtuğ’u “iyi” bir oyuncu olarak görmezdim aslında. Reklamlarda falan görünce de sırf yakışıklı diye meşhur oluyor gibisinden yorumlar yapıyordum. Annemin de büyük bir hayranı olduğunu görünce, adam akıllı bir izleyeyim dedim. Gerçekten, kelimenin tam anlamıyla etkilendim. Cemre’yi ağabeyi Güney’le gördüğü andaki hüznü ile babasının annesine tokat attığı andaki nefreti öyle güzel yansıtmış ki… Başarılıydı anlayacağınız. Beni de yanıltmayı başardı. Kendisini gerçekten kutluyorum.
Fatmagül’ün Suçu Ne?’deki melankolik Vural rolüyle izlediğimiz Buğra Gülsoy ise Kuzey’in zıttı kardeşi Güney’i canlandırıyor. Mimiklerini yerinde kullanabilen ve gayet doğal oynadığı için beğendiğim bir oyuncu. Güney’in sakinliğini; ancak sakladığı sır nedeniyle yaşadığı tedirginliği çok güzel tanımlıyor.
Güney Tekinoğlu rolünde Buğra Gülsoy!

İki kardeşin de aşık olduğu Cemre’yi ise Öykü Karayel canlandırıyor. Aslında itiraf ediyorum, Cemre en alışamadığım karakter. Nedense bir gariplik seziyorum; ancak Öykü Karayel’i ise bu dizide tanıma şansı bulduğum için çok mutluyum. Karakterine –tabiri caizse- cuk oturmuş. İlk dizisinde yer aldığı halde (ki daha önceden tiyatroda başarı göstermişti) televizyona yakışmış; ancak dediğim gibi favorilerim arasına giremedi maalesef.
Cemre rolünde Öykü Karayel

Gelelim dizideki favori oyuncularıma… Rıza Kocaoğlu ile Bade İşçil. Rıza Kocaoğlu, Kuzey’in en yakın arkadaşı Ali’yi canlandırıyor ve diyebileceğim tek şey “Yok böyle bir şey ya.” oluyor. Açılışı pazar sahnesinde iç çamaşırı satarken yapıyor ve o sahneden itibaren “Tamam” diyorum. Artık kesinlikle favorilerim arasında.
Rıza Kocaoğlu!

Bade’ye gelince… Tam bir asalet! Ezel’de de beğenerek izlediğim bir oyuncuydu zaten. Gerek güzelliğiyle gerekse karakterine uyumuyla harikaydı. Banu karakterine tam anlamıyla bürünmüş, elbisesi de müthişti. Hele babasının hediye ettiği mücevher…
Bade İşçil!!

Sözü çok uzatmadan (ki öyle yaptım maalesef), dizinin gayet başarılı olduğunu düşünüyorum. Sanırım oyuncuların da payı büyük; ancak unutmayalım ki senaristler (Melek Gençoğlu-Ece Yörenç) de iyi iş çıkarmışlar. Umarım ileriki bölümlerde de aynı zevki vermeye devam eder.
Diziyi her Çarşamba kanal d'de izleyebilirsiniz.
Teşekkürler…
-Su Yılmaz-
Annem için!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder