Sayfalar

3 Şubat 2012 Cuma

KIŞ GÜNLÜĞÜ/PAUL AUSTER



Bugün Paul Auster’in doğum günü. 3 Şubat 1947 doğumlu Auster’in son kitabı Kış Günlüğü kitabını bugün sabah bitirdim. İstedim ki yazdığım yazı yazarın doğum gününe denk gelsin. Yazarın son kitabı Kış Günlüğü Can Yayınları’ndan ABD'den bile önce ve ilk olarak Türkçe basılıp, Türkiye'de yayınlandı. Nedeni ise tamamen programla ilgiliymiş. Türkiye'deki yayıncı erken davrandığı içinmiş (Can Yayınları). Şubat ayında Danimarka ve İspanya’da yayınlanacak. ABD’de ağustos ayında çıkması planlanıyormuş.
Paul Auster

Kış Günlüğü yazarın kendine yolculuğu, 1947’de başlayan hikayesinin bugüne gelişi. Annesi, babası, hayatına giren kadınlar, çocukları ve yazar olma tutkusu.
Yazar bu kitabı neden yazdığını kendi cümleleriyle şöyle açıklıyor:
“Ne de olsa zaman azalıyor. Belki de şimdilik hikâyelerini bir yana bırakıp hayatının anımsadığın ilk gününden bugüne kadar bu bedenin içinde yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu incelemeye çalışsan iyi olur.”
En sevdiğim ve tanıdığım şehir New York’ta geçen hayatının her karesini ilgiyle okuyorum. 21 tane adres değişikliği, Paris ve N.Y.’ta geçen mücadeleli günleri ve yazmak için yaşanan her kare. Etkilendiği film, Almanya Bergen-Belsen’de hayatında sadece bir kez yaşadığı olayın etkisi. Yazarın hayatını ve etkilendiklerini yazarın dilinden çok samimi itiraflarla okumak heyecan verici.
…Hepimiz kendimize yabancıyız, kim olduğumuzla ilgili algılarımız ise yalnızca başkalarının gözlerinin içinde yaşadığımız kadarıyla…
Lynette Scott
…Her şimdi kaçınılmaz olarak bir sonrayı çağrıştırıyor. Bugün sabah internetimi açtığım an, Amerikalı meslektaşım, arkadaşım, dünya tatlısı Lynette Scott’ın basit bir ameliyat komplikasyonları yüzünden öldüğünü öğreniyorum. Nasıl hayat dolu, nasıl çalışkan bir kadın… Evet, Auster’in hayatında kendi biyografim yazılıyor. Aynı Zakkum’un şarkısındaki gibi dostlar birer birer eksiliyor sofradan. Kaderin ürkütücü trigonometrisi. İşte bu kitap bu noktada çok değerli. Yazının kalıcılığı tartışılmaz. Yazı açık denizde kaybolmanızı engelleyen simgesel bir çapa.

…Senin yaptığın işi yapmak için yürümek şarttır. Sözcükleri aklına getiren, kafanda yazarken sözcüklerin ritmini işitmene yardımcı olan şey, yürüyüştür. Bir ayak ileriye, sonra öbür ayak ileriye, kalbinin çifte vuruşu. İki göz, iki kulak, iki kol, iki bacak, iki ayak. Bu, sonra şu. Şu sonra bu. Yazmak gövdede başlar, gövdenin müziğidir ve sözcüklerin anlamı varsa, bazen anlamlı olabilirlerse, sözün müziği anlamların başladığı yerdir…
1988’de yazdıkları tam bu tartışma ortamında anlamlı. Ömrün boyunca itilip kakılan insanların yanında yer aldın, her şeyden çok inandığın bir ilkeydi bu. Hakkında yazılan makaleleri, kitaplarının eleştirilerini artık okumuyorsun, ama bu, daha o zamandı ve insanların senin için söylediklerine boş vermenin yazarın akıl sağlığına yararlı olduğunu henüz öğrenmemiştin.
Auster Ailesi
Ben Auster kitaplarını zevkle okuyan bir acemi okuyucu olarak bu biyografi kitabından çok hoşlandım ve tavsiye ederim.
Auster Kış Günlüğü Kitabı’nı,
…Bir kapı kapandı. Bir başka kapı açıldı.
Hayatının kışına girdin… diye bitiriyor.
Bu hafta sonu Hürriyet Pazar Eki’nde Auster hakkında okuduklarımı paylaşarak yazımı bitiriyorum. Sevgi ve hoş görüyle kitaplar hiç eksilmesin hayatımızdan.
Paul Auster;
*Hayatında internet kullanmamış, ihtiyaç da duymamış, önce deftere yazıyor, sonra Olympus marka daktilosuyla temize çekiyor: “Bana kalem lazım, kelimelerin çözülmesi için fiziki bir jest olmalı’ diyor.
* Yine yazar olan, ilk eşi Lydia Davis’le Fransız Devrimi'nden sonra inşa edilmiş, 1794 yapımı taş bir çiftlikte aylarca bekçilik yaptı, Provence'ta kekik ve lavanta kokularıyla uyandı. Norveç asıllı 31 yıllık çok sevdiği şimdiki eşi Siri’dense her kitabında bahsediyor.
Yazarın eşi Siri

* Çocukluğundan beri bir beyzbol tutkunu. Hâlâ maçları kaçırmıyor. Koyu bir ‘New York Mets’ taraftarı.
* Rolling Stones dergisine çıplak kapak olan kızı Sophie için Bush karşıtı şarkı sözleri yazmış.
* Çok iyi bir şoför olmasına rağmen, ‘Kış Günlüğü’nde anlattığı talihsiz otomobil kazasından beri direksiyon başına geçmiyor. Tam 10 yıl olmuş. Şehre metro veya taksiyle iniyor.
Kış Günlüğü

2 yorum:

  1. Ben de okuyorum şu an ve çok beğendim, sonlarına yaklaştım ama bitmesin istiyorum :))

    YanıtlaSil