Sayfalar

6 Haziran 2012 Çarşamba

ÖĞRETMENİM MORI'YLE SALI BULUŞMALARI


Kıztoşum hummalı bir şekilde SBS’ye hazırlanıyor, test çözüyor, ben de kitap okuyorum. Canım kız kardeşimin önerisi bir kitap var elimde. Annem bir günde okudu, bitirdi. Ben de elime aldım ve 191 sayfalık kitabı yarım günde bitirdim. Çok akıcı ve sürükleyici bir hikaye. Okurken bizim Belma Hanım’la yaptığımız Salı sohbetlerine tanıklık ettim adeta. Belma Hanım da Mori gibi olayları kişisel deneyimleriyle süsleyerek anlatır bize. Bizlerle tartışmak üzere farklı kitaplar, gazeteler okur. TV’de dizi izlemek yerine o da Mori gibi doğayı gözlemler, dostlarıyla buluşur. Sohbet, etkileşim ve ilgi gibi insani öğelerle örer hayatını. Kitap bu yanıyla daha da ilgimi çekti. Kendimi Salı sohbetlerinin tam ortasında buldum ve haz duydum. Kitabı okumadım, yuttum adeta.
Kitap aile, yaşam, korku, ölüm, toplum, yaşlanma, açgözlülük, evlilik ve anlamlı bir yaşam felsefesi üzerine hasta yatağındaki bir profesörle eski öğrencisi arasındaki içtenlik ve bilgelik dolu konuşmalar.
Kitaptan altını çizdiğim bölümleri paylaşmak istiyorum:
Hayat bir dizi ileri ve geri çekilmeden ibarettir. Sen bir şey yapmak istersin; ama başka bir şey yapman gerekmektedir. Bir şey seni üzer; ama üzülmemen gerektiğini bilirsin. Bazı şeyleri elde veri olarak kabul edersin; fakat hiçbir şeyin garantisi olmadığını da bilirsin.
Toplumumuz insanların kendileriyle mutlu ve barışık yaşamalarına zemin hazırlayan, bu şekilde yaşamalarını öğütleyen bir kültüre sahip değil. Bireyin, “Bu kültür bana uymuyorsa, ben de ona uymam” diyebilecek kadar güçlü olması gerekir.
Birçok insan anlamsız bir yaşamın peşinden koşar. Önemli olduğunu düşündükleri bir şeyi yaparken dahi yarı uykuda gibi bir halleri vardır. Bu, yanlış şeylerin peşinde olduklarındandır. Yaşama anlam kazandırmanın tek yolu kendini insanları sevmeye, içinde bulunduğun topluma adamak, sana anlam ve hedef veren bir şeye hasretmektir.
Eğer ailenizden sevgi, ilgi ve destek görmüyorsanız, hayatta fazla bir şeyiniz yok demektir. Sevgi çok önemli. Ünlü şair Auden’in de söylediği gibi, “Birbirinizi sevmezseniz yok olursunuz.”
Kendi alt kültürünü yarat. İnsanlara yatırım yap. Seni sevenlerle ve senin sevdiklerinle kendi toplumunu oluştur. İçinde yaşadığın toplumun tüm kurallarını yok sayma. Mesela sokağa çıplak çıkma, kırmızı ışıkta geçme ama düşünce tarzını kendin seç. Bir başka kişinin ya da toplumun bu konularda belirleyici olmasına izin verme.
Ölmeden önce, kendini bağışla, sonra da başkalarını…
Yapamadığımız her şey için. Yapmış olmamız gereken her şey için. Olmuş olması gereken şeyleri düşünerek yaşama devam edemeyiz…
Kitap böyle devam ediyor. Bir çırpıda okunan, keyifli, tespitleri öğretici bir kitap. Biraz Mori’yi biraz Belma Hanım’ı düşünerek zevkle okuduğum kitabı öneriyorum. Sevgilerimle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder