ALTIN PORTAKAL GÜNLÜKLERİ -4-
İstanbul: Katalin (Johanna Ter Steege), 30 yıllık evli olduğu profesör eşi Janos tarafından öğrencisi için terk edilince yıkılır. Herkes onun “delirmiş” olduğunu düşünmektedir, o ise çocuklarını da geride bırakarak uzun bir yolculuğa çıkar. Yolculuğun sonunda ise İstanbul’a varır. Burada Halil (Yavuz Bingöl) ile kısa ama duygulu bir ilişkileri olur. Katalin, hayatının baharını yaşamaktadır…
Filmin galasına Altın Portakal’da katılma şansı buldum ve gerçekten çok keyif aldım. O gün bayağı bir yağışlıydı; ancak umurumda değildi. Benim için tek önemli olan sinema aşkımdı! Yönetmen Ferenc Török ve Johanna Ter Steege de galada yer aldılar. Onlarla tanışma şansı bulduğum için çok sevinçliydim!
Filme gelince… Eşi tarafından terk edilen bir kadının dramı farklı bir yönden anlatılmış. Demek istediğim abartılı hüzün sahnelerine yer verilmemiş, aksine her şey çok doğal. Katalin ile Halil’in ilişkisi de çok güzel belirtilmiş, duygulu; lakin sessiz bir aşk… İkisinin de geride bıraktıkları aileleri var, ikisinin de konuştukları diller ve kültürleri farklı. Bunlara rağmen birbirlerini seviyorlar.
Filmin beğendiğim yanlarından biri de adeta Türkiye’nin yansıması olmasıydı. Bunda Yavuz Bingöl’ün de etkisi büyük. Rolüne başarılı bir şekilde uyum sağlamış. İngilizce konuşmaları, (ya da konuşmaya çalışması!) Katalin’le olan saf ilişkisi…
 |
| Katalin ve Halil (Johanna Ter Steege-Yavuz Bingöl) |
Film, bir İstanbul aşığı olarak benim çok ilgimi çekmişti zaten. Zevkli ve çok hoş bir filmdi. Önerilir…
Filmin Galasından Kalanlar…
Film bittikten sonra gerçekleşen soru-cevapta Johanna Ter Steege’ye şu soruyu sordum:
Ben: Katalin karakterini canlandırmak sizi nasıl hissettirdi ve bu role nasıl hazırlandınız?
Johanna: Öncelikle ben Hollandalıyım; ama filmde bir Macar kadını canlandırıyorum. Bu pek de kolay olmadı. Filme bakarsanız aslında çok bilindik bir konu, aldatılan bir kadın bunalıma giriyor ve her şeyi arkasında bırakıp, bir yolculuğa çıkıyor. Önemli olan ise karakterimi doğru yansıtmaktı. Bu da yönetmenim Ferenc Török’ün de yardımıyla oldu.
Ben: Bu biraz klişe olacak ama İstanbul’u sevdiniz mi?
Johanna: İstanbul’a aşığım diyebilirim. (Gülümser) O kadar sevdim ki ailemle birlikte üç ay burada kaldık.
Ben: Çok güzel! Sorularımı cevapladığınız için teşekkür ederim.
Not: Film 21 Ekim’de İstanbul’da vizyona girdi.
-Su Yılmaz-
CHRONICLES OF GOLDEN ORANGE -4-
Istanbul My Dream: Katalin (Johanna Ter Steege), terrifies and shocks after his professor husband (for 30 years) Janos cheats her with his student. Everyone thinks that she gets “mad” but she never minds and goes to a journey with leaving her family and past behind… At the end of the journey she arrives to Istanbul. In here, Katalin meets with Halil (Yavuz Bingol) and they’ve got a short but meanfull relationship. Katalin has the best time in her whole life…
 |
| Johanna Ter Steege as Katalin |
I had a chance to enter to the premiere of Istanbul My Dream at 48th Golden Orange Film Festival and i’m extremely glad of it. It was raining so heavily that day; but i didn’t care. I could do anything to my passion of movies! Director Ferenc Török and the actress Johanna Ter Steege have been to the premiere. I guess i’m so lucky to have a chance to meet with them!
In the movie, we watch the dramatic story of a woman who’s been left by his husband. Movie's so natural, i mean you don’t ever see an exaggeration in it. Katalin and Halin’s love is so pure but silent, that makes you feel warm… They both left their family behind and they don’t talk the same language. But they don’t stop loving themselves.
I also saw that movie was just like a reflection of Turkey. Yavuz Bingol’s performance proves it. He was like Halil, they were the same. His awesome (!) English and the pure love with Katalin…
For an Istanbul lover, i was interested in the movie. It’s so nice and pure… You really should see it!
After The Premiere:
When the movie finished, i asked these questions to Johanna Ter Steege at the Q&A.
Me: How was it like to act your character, Katalin and how could you prepare yourself for it?
Johanna: First of all, i’m a Dutch but i act a Hungarian woman. It wasn’t so easy, i had to work hard. And the movie’s… Well, in a way it’s a known story, a woman gets depressed and leaves everything. But in a way, it’s too hard to act it right. So i had to be so perfect and director, Ferenc Török helped me so much for my character.
Me: I know it’s “cliché” but did you like Istanbul?
Johanna: Oh, i’m in love with Istanbul! (Smiles) I liked it so much that i even had a vacation with my family for three months in here.
Me: Thanks for answering my questions…
P.S: Movie’s on the theathers on October 21th.
-Su Yılmaz-
 |
| Me and Johanna! |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder