Sayfalar

22 Nisan 2012 Pazar

3. ANTALYA TELEVİZYON ÖDÜLLERİ

3. ANTALYA TELEVİZYON ÖDÜLLERİ
Dün gece Mardan Place’ta Televizyon Ödülleri sahiplerini buldu. Gece hakkında detayları vermeden ödülleri yazayım.
Öyle Bir Geçer Zaman Ki'nin Mete'si Aras Bulut İynemli ile.

En İyi Dönem Dizisi: Muhteşem Yüzyıl
En İyi Drama Dizisi: Hayat Devam Ediyor
En İyi Gençlik Dizisi: Elde Var Hayat-Sınav
En İyi Komedi Dizisi: Yalan Dünya
En İyi Yönetmen (Drama): Yıldız Hülya Bilban (Hayat Devam Ediyor)
En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Ayça Bingöl (Öyle Bir Geçer Zaman Ki)
En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Erdal Beşikçioğlu (Behzat Ç.)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Drama): Meral Çetinkaya (Öyle Bir Geçer Zaman Ki)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Drama): Hüseyin Avni Danyal (Öyle Bir Geçer Zaman Ki)
En İyi Yönetmen (Komedi): Jale Atabey (Yalan Dünya)
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi): Demet Evgar (Bir Erkek Bir Kadın)
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi): Olgun Şimşek (Yalan Dünya)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Komedi): Gupse Özay (Yalan Dünya)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Komedi): Bartu Küçükçağlayan (Yalan Dünya)
En İyi Müzik: Nail Yurtsever-Cem Tuncer/Öyle Bir Geçer Zaman Ki
En İyi Senaryo (Drama): Meral Okay (Muhteşem Yüzyıl)
En İyi Senaryo (Komedi): Burak Aksak (Leyla ile Mecnun)
            Ödül töreni Meral Okay’ın anısına yapıldı. Ödülü almaya gelen Timur Savcı, gözyaşlarını tutamadı. Meryem Uzerli de Meral Okay için çok üzüldüğünü belirtti.

            Ödüllerde ise ben En İyi Gençlik Dizisi ödülünün Pis Yedili’ye gitmesini isterdim. Hayat Devam Ediyor’un ise En İyi Drama Dizisi ödülünü alması beni çok şaşırttı. Ne var ki diziyi hiç izleme fırsatı bulamadım, o yüzden bu konuda yorum yapamayacağım.
            Meryem Uzerli ise hala istediği ödülü alamadı diye düşünüyorum. Ayça Bingöl’ün de oyunculuğu tartışılamaz tabii ki; fakat bence bu sene farklı bir kişiye verilse iyi olabilirdi.
Meryem Uzerli (Hürrem Sultan) ile birlikteydim!

            En sevdiğim diziler Yalan Dünya ve Muhteşem Yüzyıl’ın oyuncularıyla da tanışma şansı bulmak harikaydı.  Bu arada Gülse Birsel elbisemi beğendiğini söyledi. J
Dizileriyle bizi kendine hayran bırakan Gülse Birsel'in yanındayım!

            Masaların yanına gittiğimde şunu anladım ki en keyifli ekip Yalan Dünya’nın ekibi. Birbirleriyle uyumları süper. Özellikle Sarp Apak’ın fotoğrafımızı çekmesi über serindi. :P Ekibe deja vu yaşatsam da onları çok sevdim. Sanatçı dostlarım benimm…
Öner Erkan! ile Su :-)

            Salonda ise Meryem Uzerli beni güzelliği ve doğallığıyla büyüledi. En mavi gözlere sahip sanırım… Bu arada dizide göründüğünden daha da güzel. Umarım onu daha birçok projede görürüz.
            Aras Bulut İynemli, Burak Özçivit, Halit Ergenç, Burak Hakkı… gibi oyuncular ise hoş görünümleriyle bizi etkilediler. İlker Ayrık da gözlüğümü sevmiş, teşekkürler. :-)
Burak Özçivit (Malkoçoğlu) ve ben

            Hakan Meriçliler ile Gupse Özay ise çok neşelilerdi. Hakan Meriçliler (nam-ı diğer Çagatay) gerçek hayatta bayağı eğlenceli bir kişiymiş. Sevindim. :D Gözümüz Bartu Küçükçağlayan’ı da aradı bir ara. Geleydin iyiydi yaa.
Su-Hakan Meriçliler-Gupse Özay (Sevgilılerim)

            Olgun Şimşek ile Bartu Küçükçağlayan’ın ödüllerini Öner Erkan ile Sarp Apak aldılar. Öner Erkan’ın “Olgun Şimşek apartman toplantısında” esprisi de güldürdü. 
Aaa, serin! Sarp Apak da çok cool ya.

            Gecelerin kralı Okan Bayülgen’in ödüllerini almak üzere sahneye kraliyet ailesinin en genç üyesi Ali Biçim çıktı. Just Pide gibi videolarıyla dikkat çeken Biçim’i sahnelerde görmeye alışkın değildik.
            Ödül töreni benim için bir hayli keyifli ve yorucuydu. Ödül töreninden sonra party için Monkey Club’a gittik. Süperdi!!!
--Benden bu kadar--

-Su Yılmaz-
           



9 Nisan 2012 Pazartesi

HİNDİSTAN GÜNLÜKLERİ 2-CHENNAI

HİNDİSTAN GÜNLÜKLERİ -II, CHENNAİ

Her ne olduysa oldu, iyilik içindir.
Her ne oluyorsa oluyor, iyilik içindir.
Her ne olacaksa olacak, iyilik içindir.
Neden kaygılanıyorsun, neden korkuyorsun?
Seni kim öldürebilir? Ruh ne doğar, ne de ölür.
Ne kaybettin? Neden gözyaşı döküyorsun?
Yanında ne getirmiştin ki, ne kaybettin?
Ne üretmiştin ki ne yok oldu?
Doğduğunda hiçbir şey getirmemiştin.
Her neye sahip olduysan hepsini O’ndan aldın.
Her ne vereceksen O tanrıya ver,
Boş ellerle geldin, gene boş ellerle gideceksin.
Bugün senin olan şeyler dün başkasınındı.
Aynı yarın başkasının olacağı gibi.

BhagavadGita’dan  bir bölüm


 Elimde masala çayım (Hindistan’dan aldığım, bol baharatlı sütlü çay) Hindistan Günlüklerine devam ediyorum. Diğer ülkelere açık ara farkla Hindistan acayip huzur duyduğum ülke sıralamasında ilk sırayı aldı.

Hindistan yolculuğumuzda ikinci şehrimiz Güneydoğu Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinin başşehri ve Hindistan’ın dördüncü büyük metropol şehri Chennai (Madras). Bizim Chennai gezimiz havaalanından iner inmez resmi adı Mahabalipuram olan Mamallapuram tapınak kentten başladı. Chennai’nin 55 km güneyinde, özellikle tek parça kayalardan oyulmuş tapınaklar ve zengin heykel varlığıyla Mahabalipuram, deniz kenarında kurulu çok farklı, çok dingin bir tapınak kent. Güneşin batışı mükemmel. Meditasyon ve dinlenme amaçlı Hindistan’a gitmek istiyorsanız bir iki gün takılın derim burada. Biz görülecek yerleri gezip Chennai’ye geçtik. Otelimiz Chennai Hilton. Kesinlikle tavsiye ederim. Zaten yeni yapılmış, yemekleri (özellikle açık büfe kahvaltısı) nefis. Tatlar füzyon mutfağına uygun herkesin yiyebileceği lezzette.


Hindistan’ın huzurunun yeri ayrı iken Chennai’de kadın dayanışmasını hissettim. Chennai’de tüm mesleklerin yüzdesinde kadınlar çoğunluktaymış. Mesela kadın Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı en çok bu şehirdeymiş. Yerel yöneticilerinin hepsi kadınmış. Boşuna değil kadın olmayı hissetmek bu şehirde. Mevlana’nın ünlü meselinde olduğu gibi birbirine yaslanarak yürüyen, çünkü birbiri olmadan aksayan, düşen varlıklarız biz. Yürüyebilmemiz, varlığımızı devam ettirebilmemiz, ötekinin gövdesinden güç almamıza bağlı. Çünkü şükür ki ayaklarımız aynı toprağa basıyor. Ruhlarımıza birbirimizin öykülerini yazıyoruz biz kadınlar…


 Kadınların gözlerindeki derinliği gördüm. Hayata dair ipuçlarını bulmuşlar ve anlamlı bakıyorlar adeta size. Çok şıklar ama bütün bir şıklık bu. İç ve dış şıklık. Tevekkül içinde bir dingillik ve huzur bulmak bunun anlamı. Yoksulluğun her çeşidini barındıran bu ülkede her şey sır. Sokakta yürürken boynunuza taze yasemin kolyeleri satın alıyorsunuz hemcinsinizden, henüz açmamış tomurcuk yaseminler. Açtıkça kokusunu yayan, olgunlaştıkça sizden biri olan, size mis kokusu veren, çiçeklerin gücü bu ülkede önemli. Erkeklerin el bileklerine bilezik şeklinde takılabiliyor ve bu şekilde akşam davetlere de gidilebiliyormuş. Aslında doğanın tüm nimetleri, tüm sesleri değerli buralarda. Güneşin aydınlattığı bir yer bir yerden ne kadar farklı ise insanları farklı bu ülkenin kadınları bana çok yakın. Onlara daha da yakın olmak için onlar gibi giyinmek istiyorum. Bunun için şehirde sari satan yerlere gidiyorum. Yakınlarıma bol taşlı bol işli tunikler alıyorum. Giydikçe bayılacakları. Kendime hem günlük giymek hem de özel gecelerde giyebileceğim tunikler alıyorum. Aslında sari denilen yerel giysi bir büstiyer ve yaklaşık yedi metrelik bir kumaş sarılarak giyilen bir giysi. Altında tayt gibi şalvarı var. Sari için Nalli Silk Sarees ve Nalli Chinnasami Chetty mağazalarını öneririm. Bol takı seviyorlar. Yollarda gördüğüm her dükkandan takı aldım, öyle değişik öyle güzeller ki arkadaşlarım bayıldı. Hal hal çeşitleri muazzam. Hem nefis hediyelik hem farklı.


Chennai kolay gezilebilecek şehirlerden. Hindistan’ın tüm şehirlerini gezerken yaptığımız gibi otelden araba kiralayıp, haritadan tespit ettiğimiz yerleri gösterip oralara gidiyoruz. Otel görevlileri zaten nereleri görmeniz gerektiğini belirtiyorlar. Gerçi diğer ülkelerde ki stres yok buralarda her yer görülmelik her yer farklı… Biz şehri gezdikten sonra, deniz kıyısına gitmek istedik. Hint Okyanusu’nun bir parçası Bengal Körfezi’ndeki Marina Beach’i geziyoruz. Burası yaklaşık 13 km.’lik uzunluğu ile dünyanın 2. en uzun sahili. Plaj anlayışları farklı tabii. Kumsal çok kalabalık, herkes adeta piknik yapıyor ama denize gireni görmedik çok tehlikeli olduğundan bahsediyorlar. Hemen arkasından Miami sahillerine gittiğimde çok düşündüm Hindistan ve Amerika sahillerini. Bir uçurum yani… Sahildeki Chennai Deniz Feneri, dünyadaki asansörü olan birkaç fenerden birisi olarak tüm denizcilere yol gösteriyor. Okyanus seyrini zor da olsa bırakıp St. Thomas Basilica’sını gezmeye gidiyoruz. Burası 16. Yüzyılda Portekiz’li kaşifler tarafından yapılmış, 1893 yılında İngilizler tarafından katedral olarak yeniden inşa edilmiş ve günümüzde hala ayakta kalarak işlevini yürütmekte.

Chennai’den Mumbai’ye (Bombay’a) doğru yola çıkıyoruz. Tüm kaygılarımız geçmişte kaldı. Hindistan’da gezerken hep egomu sıfırla Allah’ım diye dua ettim. Kocaman nefes alıyorum ve kocaman şükrediyorum. Hayatın bana verdikleri için. Başımıza gelen olayların hiçbiri tesadüf değil, öyle olması gerektiği için başımıza geliyor değip şimdilik bu kadar diyorum. Sevgiyle kalın…


8 Nisan 2012 Pazar

ZAHTER SALATASI

ZAHTER SALATASI
Hande & Fadıl

Zahter- Dağ kekiği oldukça baharatlı keskin tadlı bir bitki. Tadı sofralarımızda kullandığımız kekiğe benziyor ama biraz daha sert ve ekşimsi. Genellikle Gaziantep ve Antakya taraflarında yetiştirildiği gibi, yabani olarak da doğada bulunabiliyor. Metabolizma hızlandırıcı, vücutta tutulan suyu atması, karın ağrılarına iyi gelmesi, yağ yakması hatta stresi azaltıp sakinleştirmesi gibi etkileri var. Tazesi salatalarda kullanılıyor, tozu kahvaltılarda. Tazesinden yogadan arkadaşım Fadıl nefis bir salata yaptı. Bayıldık. Hemen tarifi sizinle paylaşmak istiyorum. Arkadaşım benim için tek tek fotoğraflamış, süper olmuş.
Malzemeler:
- 1 demet taze soğan,
- 1 demet maydanoz,
-  2 adet kapya biberi,
- 2-3 çorba kaşığı zahter,
- 2 çorba kaşığı nar ekşisi,
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı,
- istendiği ölçüde kırmızı biber
Yapılışı:
İnce ince doğranan taze soğanlar bir kaba alınır, aynı şekilde yine ince ince doğranmış maydanoz ilave edilir, küçük küpler halinde kırmızı biber doğranarak kaba alınır. Üzerine zahter, yağ, nar ekşisi ve kırmızı biber konularak kaşık yardımı ile iyice karıştırılarak servis tabağına alınır.






2 Nisan 2012 Pazartesi

HURMALI KURABİYE

HURMALI KURABİYE
Hurmalı Kurabiye

En sevdiğim mutfaklar arasında Hatay geliyor. Yerken aklımı yitiriyorum. Hatay’da yiyip yiyip kötü olmuşluğumda var yani kişisel tarihimde. Karnım doysa gözüm doymuyor. İşte vazgeçemediğim Hatay lezzetleri arasında hurmalı kurabiye var. Tarifle marifle yapacağım diye uğraşmıyorum. Sağ olsunlar oradaki bir pastaneden ne zaman istersem gönderiyorlar. Adresini sizinle paylaşmak istiyorum:
Metin Patisserie
Yeşilova Mah. Hatay Cd. No:79, Serinyol/Hatay
Tel; 0 326 233 23 91